Doğanın öfkesiyle yüzleştiğimiz bir yıl

İklim değişikliğinin şiddetlendirdiği bir dizi aşırı hava , bu yıl dünyanın dört bir yanındaki toplulukları harap etti; buna kavurucu sıcaklar ve kuraklık, solmuş ekinler, orman yangınları ve damla damla küçülen büyük nehirler de dahil.

Pakistan’da rekor muson yağmurları ülkenin üçte birinden fazlasını sular altında bırakarak 1.500’den fazla insanı öldürdü. Hindistan ve Çin’de uzun süreli sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar nehirleri kuruttu, elektrik şebekelerini kesintiye uğrattı ve milyarlarca insan için gıda güvenliğini tehdit etti. Sağanak yağmurların getirdiği yaygın sel ve çamur kaymaları da Güney Afrika, Brezilya ve Nijerya’da yüzlerce insanı öldürdü.

Avrupa’da, sıcak hava dalgaları Britanya’da ve kıtanın diğer bölgelerinde rekor sıcaklıklara ulaşarak şiddetli kuraklıklara , nakliyeyi yavaşlatan düşük nehir akışlarına ve kıtanın birçok yerinde orman yangınlarına yol açtı. Doğu Afrika’nın çoğu, Birleşmiş Milletler’e göre son 40 yılın en kötüsü olan ve milyonlarca insanı gıda kıtlığı ve açlığa karşı savunmasız bırakan çok yıllı kuraklığın pençesinde.

Uluslararası bir iklim bilimciler ekibi tarafından Ekim ayında yapılan bir analiz, insan kaynaklı iklim değişikliğinin kuzey yarımkürede kuraklığı en az 20 kat daha olası hale getirdiğini buldu ve bu tür aşırı kurak dönemlerin küresel ısınmayla birlikte giderek yaygınlaşacağı konusunda uyarıda bulundu.

Gezegen şu anda, iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak için ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece (2,7 Fahrenheit) üzerinde sınırlamak için 2015’te Paris iklim anlaşması tarafından belirlenen bir hedeften sapmış durumda.

Bu aşırı iklim olayları daha sık hale geldikçe, bu yıl yakın geleceğimize dair bir fikir verebilir.